Ella Fitzgerald: Cazın First Lady'si ve Sihirli Sesi
Ella Fitzgerald'ın zorlu çocukluğu, Apollo Tiyatrosu'ndaki kaderi, scat ustalığı ve efsanevi kariyeri.
Behzat Bilgin Erdem
Ella Fitzgerald'ın hikayesi, yalnızca bir yetenek öyküsü değil, aynı zamanda nefes kesici bir dayanıklılık destanıdır. 1917'de Virginia'daki Newport News'te dünyaya gelen Ella'nın çocukluğu, yoksulluk ve ailevi sorunlarla dolu, hiç de kolay geçmemişti.

Ella Fitzgerald, sahnesindeki büyüleyici sesiyle dinleyenleri etkisi altına alıyor.
İçine doğduğu dünya acımasızdı; ebeveyni doğumundan kısa süre sonra ayrılmış, o da annesi ve üvey babasıyla New York'un Yonkers şehrine taşınmıştı. Daha on beş yaşındayken, annesinin bir trafik kazasında aldığı yaralardan hayatını kaybetmesiyle yaşamı altüst oldu. Bu kaybın yarattığı sarsıntıyla Ella'nın yaşamı kontrolden çıktı ve sonunda kaçarak, Büyük Buhran'ın zor günlerinde Harlem'in sokaklarında yapayalnız kaldı.
Hayatta kalmak için, genç Ella'nın sahip olduğu tek şeye, yani sesine sığındı. Sokak başlarında şarkı söyleyerek geçimini sağladı. Aslında hayali bir dansçı olmaktı, ancak Harlem Opera House'daki ilk amatör yarışmasında sahne korkusu ve gerçek yolun müzik olduğunu fark etti.
Apollo Tiyatrosu ve Kaderin Gecesi
Gerçek dönüm noktası, 1934'te efsanevi Apollo Tiyatrosu'nda geldi. Henüz on yedi yaşında, üstü başı dağınık ama ruhunda amansız bir kararlılık taşıyan Ella, Amatör Gecesi için sahneye çıktı. Aslında dans etmeyi planlıyordu ama sahne korkusu yüzünden şarkı söylemeye karar verdi.
Annesinin çok sevdiği "The Object of My Affection" adlı şarkıyı seslendirdi ve ilk notadan itibaren sihirli bir şey oldu. Saf, berrak, sıcak ve çevik bir soprano olan sesi salonu doldurdu. Sadece notaları söylemiyor, onları hissediyor gibiydi. Yarışmayı ve 25 dolarlık ödülü kazanmakla kalmadı, geleceğini de kazanmıştı. O kader gecesinde salonda, ünlü davulcu ve orkestra şefi Chick Webb de vardı.
Chick Webb ile İş Birliği ve Ün
Chick Webb, başlangıçta Ella'yı isteğe isteksiz alsada, orkestradaki müzisyenlerin ısrarı üzerine hamisi, akıl hocası ve kariyerinin ilk büyük iş ortağı oldu. Onun vejetasyonu sayesinde, sokaklardan gelen Ella Fitzgerald, yıldız Ella Fitzgerald'a dönüştü.
Onların iş birliği, caz tarihinin en ikonik anlarından birini yarattı. 1938'de, tekerleme havasındaki neşeli bir şarkıyı, "A-Tisket, A-Tasket"'i kaydetti. Kayıt bir sensasyon yarattı. Bir milyondan fazla sattı, pop listelerinde bir numaraya yükseldi. O neşeli melodiden kaçmak imkansızdı ve Ella'nın sesi, bu şarkıyla birlikte Amerikan hafızasına kazındı.
Harlem'deki "Dünyanın En Ünlü Balo Salonu" Savoy'un parlak vokal yıldızı oldu. Webb'in orkestrasıyla burada verdiği konserlerle seyirciyi coşturdu, Count Basie ve Benny Goodman gibi isimlere karşı yapılan efsanevi "orkestra savaşlarını" kazandılar.
Liderlik ve Solo Kariyer Başlangıcı
Sevgili akıl hocası ve babası figürü Chick Webb'in 1939'daki trajik ölümüünden sonra, orkestranın liderliği Ella'ya geçti. Grubun adı, "Ella Fitzgerald ve Onun Ünlü Orkestrası"" olarak değiştirildi ve bu, onu o dönemdeki sayılı kadın orkestra şeflerinden biri yaptı. Grubu birkaç yıl boyunca zarafetle yönettikten sonra solo kariyerine adım attı.
Bu dönem, onu sadece bir "şarkıcı" değil, tam teşekküllü bir müzisyen olarak sağlamlaştırdı. Artık bir virtüözdü; korkunç bir enerjiyle sallanabilen veya balad inceliğiyle süzülebilen karmaşık doğaçlamalar örebiliyordu.
Bebop ve Scat Ustalığı
1940'lar, Ella için, yükselen bebop akımının da ateşlediği yeni bir sanatsal devrim getirdi. Çığır açan trompetçi Dizzy Gillespie ile tura çıktığında, bu yeni cazın karmaşık ve uyumsal açıdan cesur dilini özümsemeye başladı. İşte burada, onun en göz kamaştırıcı silahı olacak şeyi, "scat" şarkı söylemeyi mükemmelleştirdi.
Diğerleri bunda sınırlı denemeler yapmış olsa da, Ella, scat'i yüksek bir sanat formuna dönüştürdü. Sesini artık yalnızca bir melodi enstrümanı olarak değil, tam teşekküllü bir "nefesli çalgı" gibi kullanmaya başladı. Gillespie'nin trompeti veya Charlie Parker'ın saksafonuyla aynı karmaşıklık, hız ve yaratıcı deha ile doğaçlama sololarattı. Onun 1945'te kaydettiği "Flying Home" parçası, hala bir dönüm noktası sayılan, müzisyenleri ve dinleyicileri hayrete düşüren, ritmik hassasiyet ve melodik yaratıcılığın nefes kesici bir sergisi olan bir scat solosu içeriyordu.
Kaynaklar
İlgili Yazılar

Frankie Manning: Lindy Hop'un Efsanevi Öncüsü
Dans tarihinin en etkileyici figürlerinden Frankie Manning'in hikayesi ve Lindy Hop'a kattığı devrimci aerial hareketleri keşfedin.

Norma Miller: Lindy Hop'un Kraliçesi
Lindy Hop'un kraliçesi Norma Miller'ın cesur kişiliği ve dans dünyasına kattığı yenilikçi yaklaşımı keşfedin.

Lindy Hop: Swing'in Efsanevi Dansının Tarihi
Harlem'in sokaklarından dünyaya yayılan Lindy Hop'un büyüleyici tarihini ve kültürel etkisini keşfedin.